Yardımcı doçentlik kalktı mı?
Yardımcı doçentlik kalktı mı?
Meclis Genel Kurulu, yardımcı doçentliğin kaldırılmasını öngören düzenleme için mesai yapacak. Teklife göre, yardımcı doçentlik yerine, "doktor öğretim üyesi" kadrosu ihdas edilecek.
Doktor öğretim üyesi, doktora çalışmalarını başarı ile tamamlamış, tıpta, diş hekimliğinde, eczacılıkta ve veteriner hekimlikte uzmanlık unvanını veya yükseköğretim kurulunca tespit edilen belli sanat dallarının birinde yeterlik kazanmış olan, akademik unvana sahip kişi olarak tanımlanıyor. Teklife göre, doçentlik başvuruları yılda 2 kez yapılacak.
Üniversitelerarası Kurul, doçentlik başvurularında ilgili bilim ve sanat alanında jüriler oluşturarak, adayların yayın ve çalışmalarını değerlendirecek.
Kurul, yeterli yayın ve çalışmaya sahip olan adaylara doçentlik unvanı verecek.
Öğretim üyesi, haftada asgari 10 saat, öğretim görevlisi ise haftada asgari 12 saat ders verecek. Ancak yükseköğretim kurumlarının uygulamalı birimlerinde görev yapacak öğretim görevlilerine ders ücreti ödenmeyecek.
Doktorasını bitirenler doğrudan doçentliğe başvurabilecekler midir?
Evet, aslında yasal zorunluluk bulunmasa da ve aykırı örnekleri olsa da uygulamada “doktoradan sonra doçentlikten önce zorunlu bir kademe olarak kabul edilmekte olan” yardımcı doçentlik kaldırılacak ve doktorasını bitirenlerin doğrudan doçentliğe geçişi aşağıdaki düzenlemelerle kolaylaştırılacaktır.
Mevcut durumda Yardımcı Doçent kadrosunda bulunan öğretim üyelerinin durumu ne olacaktır?
Mevcut durumda “Yardımcı Doçent” kadrosunda bulunan öğretim üyelerine hak kaybı olmadan ihdas edilen “Doktor Öğretim Görevlisi” kadrosuna herhangi bir işlem ve şarta gerek duymaksızın geçirilecektir.
“Doktor Öğretim Görevlisi”’nin sistemdeki mevcut öğretim görevlisi kadrosundan farkı nedir?
Mevcut öğretim görevlileri öğretim üyesi statüsünde değildir. “Doktor Öğretim Görevlisi” ise öğretim üyesi statüsünde olacaktır. Dolayısıyla iki kadro birbirinden farklıdır.
“Yardımcı Doçent” kadrosunun kaldırılmasında ve “Doktor Öğretim Görevlisi” kadrosunun oluşturulmasındaki gerekçe nedir?
Bilindiği gibi yardımcı doçentlik kadrosu 2547 sayılı kanun ile sisteme girmiştir. Akademinin kendi tabii ihtiyacı ve doğası sonucu değil, o günkü sorunlara pratik çözüm üretmeye yönelik olmak üzere icat edilmiştir.
Yükseköğretim Kanunu’ndaki “yardımcı doçentlik” kadrosu “doçentin yardımcısı” şeklindeki bir yanlış algı oluşturmaktadır. Bu gerçek ve dünyadaki gelişmiş yükseköğretim sistemlerinde aynı pozisyon için kullanılan ibarelerin anlamları dikkate alınarak, “Doktor Öğretim Görevlisi” kadrosu ihdas edilmiştir.
Bu düzenlemeyle doktora sonrasında öğretim üyeliğine geçiş sürecinin daha hızlı bir şekilde gerçekleşmesi mümkün olabilecektir. Doçentlik sürecinde aşağıdaki iyileşmelerde dikkate alındığında “Doktor Öğretim Görevlisi” kadrosunun geçici bir öğretim üyeliği kadrosu olması beklenmektedir.
Konu Doçentlik ile de doğrudan ilişkili olduğundan doçentlik başvurularında ve doçentlik kadro atamalarında evcut sistemde değişiklikler olacak mıdır?
Evet olacaktır. Yardımcı doçentliğin kaldırılması; doktor öğretim görevlisi kadrosunun getirilmesi düzenlemesinin doçentlik sürecindeki köklü değişiklikler ile birlikte hayata geçirilmesi planlanmaktadır. Mevcut sistemde doçentlik başvuruları (a) yabancı dil barajı, (b) eser inceleme ve (c) sözlü sınav olarak üç aşamada gerçekleştirilmektedir.
Doçent unvanına sahip kişilerin doçentlik kadrolarına atanma süreci ise üniversitelerin kendi senatolarınca belirlenen atama kriterlerince gerçekleştirilmektedir. Dünyadaki gelişmiş yükseköğretim sistemlerinde bu süreç üniversiteler tarafından yürütülmektedir. Bu dikkate alınan birinci husustur. Diğer taraftan ilk defa yardımcı doçentlik ve doçentlik konusuyla ilgili çok geniş bir görüş alma süreci gerçekleştirilmiştir. Gelen görüşler doçentlik konusunda iki konuda sorun olduğunu ortaya koymuştur.
Büyük çoğunluk merkezi sözlü sınavının kaldırılmasını talep etmektedir. Belli bir nispette de dil barajının merkezi olarak belirlenmesinin yanlış olduğu dile getirilmektedir. Yeni düzenlemeler bu iki sorunlu alanı ortadan kaldıracaktır. Yani kanunda yer alan yabancı dilde asgari 65 puan ön şartı ve sözlü sınav zorunluluğu kaldırılacaktır. Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) tarafından sadece eser incelemesi süreci gerçekleştirilecek ve başarılı olan adaylara “Doçentlik Yeterlik Belgesi” verilecektir.
Bu, eser/yayın inceleme esaslı yeterlik belgesi olacaktır. Doçentlik yeterlik belgesine sahip adayların doçent kadrosuna atanması süreçleri ise üniversiteler tarafından yönetilecektir. Bu aşamada ise üniversitelerimiz mevcut sistemdeki atama süreçlerinde olduğu gibi Yükseköğretim Kurulundan uygunluk alınmak üzere senatolarınca ilave kriterler belirleyebileceklerdir. Bu husus tek tip akademi ve akademisyen oluşturmaktan uzaklaşmayı ifade etmekte olup YÖK tarihindeki üniversitelere en büyük yetki devridir.
YÖK’ün doktoralı insan kaynaklarının akademi de daha şeffaf ve performans odaklı istihdamına yönelik bir çalışması olacak mı?
YÖK bu konuda akademi ve toplumdaki hassasiyetleri de dikkate alarak bir çalışma başlatmıştır. Konuyla ilgili olarak paydaşların da görüşlerini almaktadır. Bu çalışma kapsamında Akademik Kariyer Platformu oluşturulmaktadır.
Bu platform vasıtasıyla, doktorasını tamamlayan mezunlar kendilerine doğru ve hızlı bir şekilde üniversite pozisyonu bulabileceklerdir. Ayrıca bu proje özellikle yeni kurulan ve gelişmekte olan üniversiteler ile misyon farklılaşması ve ihtisaslaşma programları kapsamındaki üniversitelerin amaçlarına yönelik doktoralı insan kaynağı ihtiyacının karşılanması sürecine katkıda bulunacak ve bu şekilde öğretim üyeliği istihdamı sürecinin daha şeffaf ve performans odaklı olarak yürütülmesi mümkün olabilecektir.
Kısacası doktorasını bitirenler ile akademisyen ihtiyacı içinde olan üniversiteler şeffaf bir yöntemle bu platformda buluşturulacaklar, doktorasını bitirenler daha hızlı bir şekilde üniversitelerde kadroya geçeceklerdir.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder