İbrahim Güçlü kim,
İbrahim Güçlü nereli,
İbrahim Güçlü kaç yaşında,
Bu yazımızda İbrahim Güçlü hayatı hakkında bilgiler derledik siz kullanıcılarımız için. İbrahim Güçlü kimdir, biyografisi, kaç yaşında ve nerelidir?
1949 yılında Ankara Şerefli Koçhisar Hecîyan (K. Damlacık) köyünde, orta zenginlikte bir köylü ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldim. Benim dünyaya geldiğim köy, Orta Anadolu Bölgesinde olmasına rağmen, bir Kürt köyü. Bizim ailemiz, ayrıca binlerce Kürt ailesi, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, başkaldırılar, olağan nüfus hareketi sonucu Orta Anadolu’ya gelip yerleşmişler.
Bizim köyümüz Ankara’ya 130 Km. yakınlıkta olduğu halde, köyümüzde okul yoktu. Bundan dolayı, 1956 yılında Şerefli Koçhisar Cumhuriyet İlkokulunda okula başladım. İlkokulu beş yılda bitirdim. Ortaokulu da 3 yıl da Şerefli Koçhisar’da bitirdim. Ortaokul sıralarında sosyalist dünya görüşü ile tanıştım. Sosyalist dünya görüşünün ve Türkiye’de sosyalist düzenin/iktidarın, “Kürt sorununu” ve yoksulluk sorununu çözeceğine inandım. Türkiye İşçi Partisi (TİP) ateşli sempatizanı/taraftarı oldum.
1963 yılında Ortaokulu bitirdim, Ankara’da Yıldırım Beyazıt Lisesi’nde eğitim-öğretim hayatıma devam ettim. 1967 yılında liseyi bitirdim.
Aynı yıl (1967), Ankara Hukuk Fakültesi kazandım ve fakülteye kaydımı yaptırdım. Hukuk Fakültesi’ne kaydımı yaptırdıktan kısa bir süre sonra TİP Çankaya İlçesine üye olarak müracaat ettim ve TİP üyesi oldum. Aynı zaman da gençlik örgütü konumunda bulunan Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF)’un da üyesi oldum. Bunun yanında, Hukuk Fakültesi İnsan Hakları Koruma Örgütü’nü bir grup arkadaşımla kurduk. Derneğin kurucu dönem yönetim kurulu üyeliği yaptım.
FKF üyeliğim, 1969 yılına kadar devam etti. 1969 yılında Ankara Devrimci Doğu Kültür Ocakları (DDKO) kurucu üyesi oldum. Ankara DDKO’nun kuruluşundan kısa bir süre önce, FKF üyeliğim son buldu.
DDKO, Türkiye’de Kürt öğrenci ve aydınlarının kurduğu ilk legal ve açık örgütlenmeydi. Kürtlerin ulusal, kültürel, sosyal, dilsel, demokratik hak ve özgürlüklerini savunan bir örgüttü. Bundan dolayı, kısa bir süre içinde faaliyetlerinin engellenmesi yoluna gidildi. Eylül 1970’de DDKO’ya karşı genel bir gözaltı ve tutuklama operasyonu gerçekleşti. Ben de gözaltına alındıktan sonra, Ankara Nöbetçi Mahkemesi tarafından tutuklandım. Ankara Ulucanlar Kapalı Cezaevine gönderildim.
Ankara Ağır Ceza Mahkemesinde, ben ve arkadaşlarım (Mümtaz Kotan, Sabri Çepik, Nezir Şemmikanlı, Dr. Tarık Ziya Ekinci, Yazar-Müftü M. Emin Bozarslan, Canip Yıldırım, Musa Anter) hakkında, TCK’nın 141-142.maddelerinden dolayı dava açıldı. Ankara Ağır Ceza Mahkemesinde 12 Mart 1971 Askeri Muhtırasına/Darbesine kadar tutuklu yargılandım.
Haziran 1971 yılında tutuklu olduğum zaman, Diyarbakır –Siirt İlleri Sıkıyönetim Mahkemesinde yargılanmak üzere Diyarbakır Askeri Ceza evine gönderildim.
Diyarbakır-Siirt İlleri Sıkı Yönetim Mahkemesinde uzun bir yargılama sonucu, 16 yıl ağır ceza, 5 yıl 6 ay Gelibolu’ya sürgün cezasına çarptırıldım. 13 Temmuz 1974 yılında, Anayasa Mahkemesi’nin Genel Af Yasası’nı eşitlik açısından belirli bir uyuma getirdikten sonra, tahliye oldum.
Cezaevindeki tahliyemden sonra Diyarbakır’ın Ergani İlçesine yerleştim. Eşim Ergani’de avukatlık yapıyordu. Ben de tutuklandığım zaman Ankara Hukuk Fakültesi 4. sınıf öğrencisiydim. 1976 yılında Hukuk Fakültesini bitirdim. Stajdan sonra Ergani ve Diyarbakır’da avukatlığa başladım. Ama avukatlık mesleğini profesyonelce sürdürmedim.
Cezaevinden çıktıktan sonra, Kürt ulusal hareketinin geliştirilmesi, Kürt kültürünün ve tarihinin araştırılması, Kürt gençliğinin örgütlenmesi için bir grup aydın arkadaşımla Rızgarî Dergisi’ni çıkardık ve Komal Yayınevini kurduk. Devrimci Demokratik Kültür Derneği’nin ve Anti-Sömürgeci Kültür Derneği’nin kurulmasına öncülük edenlerden biri oldum. Rizgarî’deki ayrılıklardan sonra Ala Rizgarî olarak siyasi, örgütsel, entelektüel faaliyetlerimi, bir yönetici olarak yürüttüm. Daha sonraki yıllarda da, Yekîtiya Sosyalîst, Platforma Yekîtita Ala Rizgarî, HEVGIRTIN-KDP çerçevesinde siyasi ve örgütsel çalışmalarımı yürüttüm.
1978 yılının aralık ayından itibaren hakkında tutuklama kararı çıktı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’ne kadar illegal bir şekilde siyasi, örgütsel, entellektüel faaliyetlerimi sürdürmek zorunda kaldım.
12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra ilk sırada vatandaşlıktan atılan biri oldum.
1980 yılının sonlarında kaçak yoldan Suriye’ye geçtim. 7 yıl boyunca Suriye, Irak, İran Kürdistan Bölgelerinde kaldım. 1987 yılında İsveç’e iltica ettim. İsveç vatandaşı oldum. İsveç’te sosyal, siyasal, entelektüel, örgütsel yaşamımı 1998 yılının 26 Nisan’ına kadar devam ettirdim. İsveç’te bulunduğum zaman, Kürt hareketinin açık örgütlenme ve mücadele biçimini benimsemesi gerektiğini savundum. Türkiye’ye gelmeden önce Demokratik Kitle Partisi’nin (DKP) kuruluşuna, program ve tüzük yazımına fiilen katkı yaparak, siyasi kararların oluşmasına önermede bulunarak, katkıda bulundum. Demokratik Kitle Partisi, Şerafettin Elçi’nin genel başkanlığını yaptığı Kürtlerin kurduğu ilk liberal parti idi.
26 Nisan 1998 yılında Kürt millet sorununun çözümüne katkıda bulunmak üzere Türkiye’ye döndüm. DKP’de çalışmalarımı sürdürdüm.
DKP’nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasından sonra, yeni bir partinin kuruluşu için çalışmaları başlattık. Uzun bir dönem Türkiye ve Kürdistan’da yaptığımız toplantılar ve alan çalışmaları sonucunda, Hak ve Özgürlükler Partisi’ni (HAK-PAR) Şubat 2002 yılında kurduk.
Türkiye’ye dönüşümden sonra, HAK-PAR’ın kuruluşundan 20 gün önce, HEVGIRTIN-Kürdistan Demokrat Partisi’nden dolayı gözaltına alındım.
HAK-PAR, istediğim mecrada yürümediği için, bir grup arkadaşımla “Kürt” ismiyle Ankara ve Diyarbakır’da derneklerini, Kürt Ulusal Birlik Hareketi’ni (TEVKURD’ı) kurduk. Bu dernekler ve TEVKURD vasıtasıyla, Kürtlerin ulusal hakları açısından önemli projeler gerçekleştirdik.
Ortadoğu ve Avrupa’da bulunduğum zaman Türkiye’de sömürgeci-sömürge ilişkileri, 12 Eylül Askeri Diktatörlüğü ve Anayasası, Irak Kürdistan’ındaki Otonomi, Iran Kürdistan Hareketi, Suriye Kürdistan’ı Hareketi, Sosyalizmin yeni yorumu, Kürt Örgütlenmesi üzerine broşürler yazdım. Bu broşürlerimin çoğu Selim Keya imzasıyla yazıldı.
Yurtdışında bulunduğum zaman Yekîtiya Sosyalîst, Rojev ve İnisiyatif Dergilerine yöneticilik ve yazarlık yaptım. İsveç’te Kürdistan Dernekleri Federasyonu’nun Dergisi Berbang’de redeksiyon üyeliği ve yazarlık, HEVGIRTIN, Rastiya Kurdistanê, İstanbul’da yayınlanan HEVDEM Dergisi’nde İbrahim GÜÇLÜ, Selim Keya, Mürsel Nemir imzalarıyla yazılar yazdım. Yazılarım, Kürtçe ve Türkçe olarak yayınlandı.
Türkiye’ye dönüşümden sonra WAR, BÎR Dergilerinde, Nefel, NET-KURD, HEMDEM, Rizgarî, Gelawej, NETEWE, HABER-Diyarbakır, Medya İRONİK, SERWEXT, LİBERAL PLATFORM, ARGUN, Peyama Azadî, Kürdistan Post internet gazetelerinde Kürtçe ve Türkçe yazılar yazdım.
Günümüzde de Rizgarî, Gelawej, NET-KURD, Medya İronik, Netewe internet gazetelerinde Kürtçe ve Türkçe yazılar yazıyorum. Ayrıca, birçok internet gazetesinde de yazılarım yayınlanıyor. KURD-İNFO, Kurdistan-NEWS, NAVKURD, ROJAKURD, ROJEVAKURD, PWD NERÎN, NEWROZ, bunların belli başlıları.
Zaman-zaman de Kürdistan Federe Bölgesi’ndeki gazete ve dergilere Kürtçe yazılar yazıyorum.
Türk basınında değişik konularla ilgili çıkan röportajlarım var.
2001 yılında Adana’da basın toplantısında Ermeni Sorunu ile ilgili yaptığım açıklamalardan dolayı, Ermeni Ayrılıkçısı olarak yargılandım, 1 yıllık cezaya çarptırıldım. Cezam Yargıtay’da onaylandı. 33 sene sonra tekrardan Ankara Ulucanlar Kapalı Cezaevinin sakini oldum.
2006 yılında Türkiye’nin Kürdistan Federe Bölgesinde yaptığı askeri operasyonu protesto etmek için Diyarbakır’dan Habur’a kadar yürüyüş tertipledim. Bu yürüyüşten dolayı tutuklandım, yargılandım, 1,5 yıl cezaya çarptırıldım. Bu cezam Yargıtay aşamasındadır.
2003 yılından günümüze kadar, yazdığım yazılar, dergi ve gazetelerdeki röportajlarım, televizyon programındaki konuşmalarım, parti faaliyetlerim dolayı onlarca davadan yargılandım. Bu yargılanmalar sonucu 8,5 yıllık hapis cezam ve yüksek miktarda para cezam, halen Yargıtay safhasındadır.
Ben bir siyasi yazarım. Bugüne dek Dünya, Ortadoğu, Kürdistan’la ilgili yüzlerce makale yazdım. Bunun yanında, kadın sorunu ile ilgili olarak da yazılar yazdım.